Hac sözlükte; hürmete değer makamları ziyaret etmek anlamına gelmektedir. İslam dininde ise: “Arafat’ta, özel vaktinde bir miktar durmakt ve Kâbe-i Muazzama’yı usulünce tavaf ederek ziyaret etmektir. Hac yapan kimseye Hâcc (Hacı) denir. Bunun çoğulu “Hüccac”dır.

İslam’ın beş temel şartından biri olan hac, gücü yeten herkese farz kılınmıştır.

Yüce Allah şöyle buyurmuştur:

وَلِلّٰهِ عَلَى النَّاسِ حِجُّ الْبَيْتِ مَنِ اسْتَطَاعَ اِلَيْهِ سَبٖيلًا

“Ona varmaya gücü yeten kimsenin Kâbe’yi tavaf etmesi Allah’ın insanlar üzerindeki hakkıdır.” [Al-i İmran 97]

Hz. Rasûlullah [sallallahu aleyhi vesellem] şöyle buyurmuştur:

بُنِىَ الإِسْلاَمُ عَلَى خَمْسٍ شَهَادَةِ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَأَنَّ مُحَمَّدًا رَسُولُ اللَّهِ، وَإِقَامِ الصَّلاَةِ ، وَإِيتَاءِ الزَّكَاةِ ، وَصَوْمِ رَمَضَانَ ، وَالْحَجِّ

“İslam beş temel esas üzere kurulmuştur. Allah’tan başka ilah bulunmadığına ve Hz. Muhammed’in [sallallahu aleyhi vesellem] O’nun elçisi olduğuna şahitlik etmek, namazı dosdoğru kılmak, zekâtı vermek, Ramazan orucu tutmaktır ve hac yapmak.” [Buhari, Müslim]

Efendimiz [sallallahu aleyhi vesellem]; hac ibadeti hem mal hem de bedenen yapılan bir ibadet olduğu için acele davranmamız gerektiğini ifade etmiştir. Nitekim İbn Abbas [radiyallahu anh] anlatmıştır:

“Rasûlullah [sallallahu aleyhi vesellem] buyurdular ki:

“Kim hac yapmak isterse acele etsin. Çünkü olur ki insan hastalanır (bineği) kaybolur, (gitmeye mani) bir iş zuhur eder.” [Ahmed, İbn Mace]